Hermeneutik ve Hümaniter Disiplinler adlı kitaptan notlar
Retorik, der Gadamer, "eski gelenekler arasında, bilimin yalnızca ısbatlanarak test edilen şeyi doğru kabul etme iddiasına karşı muhtemel olanı ve sıradan aklı ikna eden şeyi savunan biricik doğruluk iddiası savunucusu gelenek olmuştur."(1976a,s.26) Retorik aynı zamanda, söylenen şeyin anlaşılmasına bir mesafe unsuru koyar ve değerlendirici anlamayı süregelen konuşmanın seyrine tabi tutar. Retorik, saf bilme ve anlamayı içeren tartışmanın olamayacağını söyler. Gadamer'in retoriğe hermeneutiğin paradigması olarak atıfta bulunması, yoruma dayalı anlamanın teorik bilgiden farklı olduğunu göstermek içindir. Sözün gelişi, tarihsel geleneğimizin bilgisi temelde, argümanları etkileşim durumu konteksinde anlama tarzımıza çok benzer. Dolayısıyla retorik ve Rönesans'tan bu yana hümanist gelenek, herhangi bir kişinin hümaniter disiplinleri bilimsel yöntem idealinin sınırlıyacı rolünden kurtarmak amacıyla kullanabileceği iki tarihsel ana akımdır.
Hermeneutik ve Hümaniter Disiplinler adlı kitabından - Hüsamettin Aslan sh.75
sh.25 den
---------
Yorumcunun (öznenin) kendisiyle nesneyi, yazarın özgün yaratıcı aktivitesini yeniden üretecek tarzda kavrayacağı üçlü bir süreç olarak tesbit etmek için Dilthey zihinsel nesnelleştirmeler ve anlamlı form - zihinin nesnelleşmesi olarak anlamlı form- görüşüne döner. ( Betti yorumu )
sh.26 Dipnotta - E.D.Hirsh
----------------------------
Youmcunun asli görevi kendisini yazarın "mantığında" tutumlarında, kültürel verilerinde, kısacası yazarın dünyasında yeniden üretmektir. Doğrulama süreci her ne kadar büyük ölçüde zor ve karmaşık ise de, nihai doğrulayıcı ilke çok basittir- konuşan öznenin muhayyilede yeniden inşası.
Yorumu, geçerli olması için yorumlanan nesnenin kesin anlamı yeniden üretilmelidir ve Hirsh e göre bu kesinlik şartını karşılayacak biricik anlam yazarın kastettiği anlamdır.
sh.85
Birinden hermeneutik tecrübeye sahip biri olarak sözederken Gadamer gerçekten de 'öğrenmeyi öğrenmiş olan.' kendikendini incelemeye ve tarihsel durumun incelenmesine adamış kişiyi düşünür. İncelenecek hakikatlerin pratik bir yanı vardır. Onların, hayatımızın sevk ve idaresiyle ilgilidir. Gadamerin dikkatle sürdürülen diyolog örneğini, hermeneutik tecrübenin ne olduğunu en iyi açıklayan şey olarak tercih etmesinin nedeni budur.
Konuşmada/diyalogda anlamaya varmak, her iki partnerin de buna hazır olmalarını onlara yabancı ve karşıt olan şeyin tam değerinin farkına varmaya çalışmalrını gerektirtir. Eğer bu, parternelerden herbiri aynı zamanda kendi argümanlarını savunuyor, karşı-argümanları hesaba katıyorken gerçekleşiyor ise, birbirlerinin konumunun keyfi değil, kendidiliğnden karşılıklı tercümeleri dahilinde bir ortak dile ve bir ortak ifadeye/önermeye ulaşmaları mümkündür./(1975,s.348)
Hem tarihsel metinlerin yorumu durumunda hem de Gadamer'in hemen yukarıda tasvir ettiği üzere incelikli bir diyalogun gerçekleştirilmesi durumunda, hakikat iddiaları, incelemeye ilgi pratik bir ilgi ise de, diskursif tarzda gözden geçirilir. Keza her iki durumda da, argümanların uygunluk, yeterlik ve ikna edicilik
kriterleri, konuşmanın/diyologun işleyişi sırasında. "Ufukların kaynaşması sözkonusdur" (1975, s.273)
----
eklektik =“kurulmus olan dizgelerden degisik duşunceleri secip alan ve kendi ogretisinde birlestirerek yeni bir ogreti olusturan.” anlaminda kullanilmaktadir.
sozun bu anlami icin turk dil kurumunca "secmeci" karsiligi onerilmistir
dikotomi : mantıklı bir sınıfın belli bir nitelik tasıyan ve tasımayan 2 alt sınıfa ayrılmasıdır. bu değişkenler ancak birbirine zıt iki değer alabilir.
kavramların kapsamlarını ikiye bölerek yapılan incelemedir. bu incelemede bazı unsurlar dışarda bırakılarak önemli kabul edilen olay ya da olgu incelenir
praksis: yaşamı, (var)oluşu değiştirme/dönüştürme edimlerinin tümüne verilen ad. özellikle hegel felsefesinde çok önemli bir yeri vardır.
dilemma : açıklamasında ikilem diye özetlense de kullanış olarak dilemma, ikilem, çelişki ve paradoks farklı kelimelerdir.