Cari Açık Nedir? (Mahfi Eğilmez)
Bir ülkenin dış dünya ile ekonomik ilişkileri ödemeler dengesi adı verilen bir bilançoda izlenir. Bu bilanço ülkenin dış dünyadan kazandığı döviz gelirlerini ve dış dünyada yaptığı döviz giderlerini bir denge yaklaşımı ile sergileyerek söz konusu dönem içinde ne kadar döviz açığı ya da döviz fazlası verdiğini ve eğer varsa bu açığı nasıl finanse ettiğini ortaya koyar. Ödemeler dengesi başlıca iki bölümden oluşur: Cari denge ve sermaye hesabı.
Cari denge kendi içinde dört alt dengeden oluşur: Mal dengesi (bir ülkenin yurtdışına sattığı mallardan elde ettiği döviz gelirleri ile yurtdışından aldığı mallara ödediği döviz bedelleri arasındaki farkı gösterir), hizmetler dengesi (bir ülkenin yurtdışına sağladığı nakliye, sigorta, turizm vb. gibi hizmetlerden elde ettiği döviz gelirleri ile yurtdışından aldığı benzeri hizmetlere karşılık ödediği döviz bedelleri arasındaki farkı gösterir), yatırım gelirleri dengesi (bir ülkenin yurtdışında yaptığı doğrudan sermaye yatırımları karşılığında elde ettiği kârlar, portföy yatırımları karşılığında elde ettiği faizler vb. ile yabancıların o ülkede yaptığı benzer yatırımlar karşılığında elde ettiği kâr ve faiz biçimindeki döviz gelirleri arasındaki farkı gösterir) ve cari transferler (yurtdışındaki işçilerden sağlanan döviz girdilerini gösterir). O halde cari dengeyi şöylece formüle edebiliriz: Cari denge = Mal Dengesi + Hizmetler Dengesi + Yatırım Gelirleri Dengesi + Cari Transferler. Bu toplamın sonucu artı ise cari denge fazlası, eksi ise cari denge açığı söz konusu demektir.
Yabancıların ülkeye yolladıkları doğrudan sermaye yatırımları (yani şirket almak ya da yeni işletmeler kurmak için yolladıkları paralar) veya yolladıkları portföy yatırımları (yani hisse senedi, tahvil vb. almak amacıyla yolladıkları paralar) ve benzeri döviz girişleri ödemeler dengesinin ikinci kalemi olan sermaye hesapları dengesini oluşturur. Dikkat edilecek olursa sermaye hesabında ülkeye giren ve ülkeden çıkan sermayenin anaparası, cari dengenin alt dengelerinden birisi olan yatırım gelirleri dengesinde ise bu sermayeden elde edilen faiz, kâr gibi getiriler yer alır. Sermaye hesabı, cari dengenin finansmanını sağlayan bölümdür. Eğer cari denge açık veriyorsa sermaye hesabı bunu dengelemek üzere fazla verir, eğer cari denge fazla veriyorsa sermaye hesabı eksi sonuç verir. Bir başka ifadeyle eğer ekonomi cari açık veriyorsa bunu kapatmasının yolu dışarıdan sermaye girişi sağlamaktır.
Ödemeler dengesinde bir de nereden geldiği ya da nereye gittiği tam olarak ayırtedilmeyen miktarlar söz konusudur. Bunlara net hata ve noksan adı verilir. Örneğin turizm gelirleri anketlerle belirlenir. Yapılan anketler sonucunda kişi başına ortalama 700 dolar harcandığı saptanmışsa ve gelen turist sayısı 20 milyon ise 14 milyar dolar turizm geliri tahmini yapılır ve ödemeler dengesine yazılır. Oysa turistlerin ortalama kişi başına harcaması anketten farklı olarak 750 dolar ise gerçekte turizm geliri 15 milyar dolar demektir. Bu durumda 1 milyar dolar tutarında artı işaretli bir net hata ve noksan doğmuş olur.
Eylül 2006 itibarıyla Türkiye'nin mal dengesi 32 milyar dolar açık, hizmetler dengesi 10 milyar dolar fazla, yatırım gelirleri dengesi 4.6 milyar dolar açık vermiş, cari transferler de artı işaretli olmak üzere 1.2 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Yani cari dengemiz ilk dokuz ayda 25.4 milyar dolar açık vermiştir. Sermaye hesapları ise aynı dönemde 34.5 milyar dolar fazla ile sonuçlanmıştır. Bunlara ek olarak aynı dönemde 0.6 milyar dolarlık eksi işaretli net hata ve noksan kalemi oluşmuştur. Bu durumda Dikkat edilecek olursa finansman miktarı açık miktarından 8.5 milyar dolar fazladır. İşte bu fazla miktar bu dönemde rezerv varlıklara gitmiştir. Bunun 3.5 milyar doları IMF'ye borç ödemesinde kullanılmış, kalan 5 milyar doları da Merkez Bankası'nın uluslararası döviz rezervlerinin artmasına yol açmıştır.
Buradan çıkan sonuç şudur: Cari açığı büyüyen bir ekonomi sermaye hesaplarını da büyütmek zorundadır. Sermaye hesapları büyüyen bir ekonominin ise dışa bağımlılığı artar.